BİRAZ JAPON OLABİLSEK KEŞKE

Son günlerde kendimi sürekli Japonya'yı ve Japon medyasını savunurken buluyorum. Japonlar doğru söylüyor, diğerleri olayı abartıyor vs şeklinde tanıdıklarıma, aileme Japonya'yı savunuyorum. Gerçekten söylediklerime inanıyor muyum yoksa inanmak mı istiyorum emin bile değilim. Ama bildiğim bir şey varsa o da bu adamların ne kadar dürüst oldukları.
Aklımdan çıkmayan deprem anı, tsunami görüntüleri, ardından bir türlü bitmeyen nükleer sorunlar beni de sağlıklı düşünmekten uzaklaştırıyor maalesef. 
Her şeye rağmen tüm dünyanın bu felaketle birlikte Japonlardan öğrenecek çok şeyi olduğunu düşünüyorum. Ama şimdilerde gündemin değiştiğinin ve Arap ülkelerindeki karmaşanın ön planda olduğunun farkındayım. 
Yine de herkes biraz olsun Japonlar gibi olabilseydi (ben dahil), bu dünya çok daha farklı olurdu buna eminim. Yaşadıkları felakete rağmen hala insanlara olan saygı ve sevgilerini kaybetmeyen, o zor koşullarda bile sıraya girmeyi bilen, başkalarını düşündükleri için ihtiyaçlarından fazlasını almayan, hiçbir zaman korkup kaçmayan, panik yapmayan, işlerine deprem günü ve sonrasında  bile gitmeye devam eden, elektrik sıkıntısı olduğu için tasarrruf amaçlı mağazalarda süpermarketlerde bile minimum elektrik kullanan, evlerinde ısıtıcıları çalıştırmayıp battaniye altında oturan bu düşünceli, kibar, ağırbaşlı, çalışkan insanların önünde bir kere daha saygıyla eğiliyorum.
Deprem sonrası burda kalıp Japonların böyle bir felaket karşısındaki tutumuna şahit olduğum için şanslı sayıyorum kendimi.
Sürekli Japonları övmek gibi bir amacım yok, hiçbir millet dört dörtlük değil, ama burda şu anda yaşananların tüm dünyaya ders olması gerekiyor. Diğer devletler petrol savaşlarına devam ederken Japonlar doğa koşullarının çok zor olduğu bir coğrafyada doğaya karşı mücadele ediyorlar, yüzyıllardır devam eden bir mücadele aslında bu.

Peki bu arada Türkiye'de neler oluyor. Aslında beni çok sinirlendiren yazıp yazıp sildiğim bir konu bu. Japonya dışındaki basının konuyu abartıp Türkiye'deki ailelerimizi paniğe sürüklediğini söylemiştim ama  facebookta paylaşılan bir videoda artık olayın abartının da ötesinde tamamen YALANa dönüştüğünü gördüm ve kendime hakim olmakta çok zorlandım. 
Aşağıdaki videoda Kanal D Ana Haber Bülteninde Tokyo'daki son durumla ilgili gelişmeleri (!) Mehmet Ali Birand ve muhabiri Fulya Soybaş'ın karşılıklı oynadıkları tiyatroyu görebilirsiniz.


Haber o kadar yalan ki, o kadar rezil ki üstüne söylenecek o kadar çok şey var ki bu insanları ciddiye alıp bu haberleri kimsenin izlememesini öneriyorum.

-Öncelikle Birand , nükleer santralin ismini yalnış söylüyor. Fujiyama diye bir santral yok burda !! 
Zaten kendisinin de haber sunarken yaptığı gaflar ''Neden hala Birand'a haber sunduruluyor ve insanlar neden hala kendisini izliyor?'' sorularını hemen akla getiriyor !!

-Tokyo'da şu anki radyasyon oranları Türkiye'deki bazı illerdekinden bile daha düşük. 
Fulya Hanım saat 9'dan sonra dışarı çıkma yasağı olduğunu ve özel izinle dışarı çıktığını söylüyor. TAMAMEN YALAN. Burda hiçbir zaman bu tarz bir yasak olmadı ve kendisini hayal gücünden dolayı  tebrik ediyorum !!

-İnsanlar gaz maskesi ile dolaşıyormuş, YALAN. Burda gaz maskesi ile dolaşan bir kişi göremezsiniz çünkü havada tehdit edici bir radyasyon oranı yok. Radyasyon oranları sürekli veriliyor ve bağımsız kurumlar da ölçüm yapıyor, bunlara ulaşmak için gazeteci (!!) olmaya gerek yok .

-Fulya Hanım'ın bir diğer iddası da ''Burası Taksim gibi işlek bir cadde'' dediği cadde, benim evimin önündeki tek arabanın geçebildiği  caddeden farksız. Kendisini fena halde kafaya almışlar belli. Kendisi bir daha Tokyo'ya gelirse benimle iletişime geçmesini tavsiye ediyorum, burdaki Türk arkadaşlarla birlikte dünyaca ünlü Şibuya, Şinjuku gibi semtlere götürüp buranın Taksim'i nasılmış göstermek isteriz.

-Uçaklarda yer yok iddası ise gerçekten çok komik. Tokyo Büyükelçiliğinin web sitesinde yayınlanan duyuruda burda yaşayan vatandaşlar için THY tarafından ek sefer düzenleneceği söylendi. Ama sonra yeterli başvuru olmadığı için iptal edildi. Zaten uçaklarda da her zaman yer vardı. 

-En sonda da Birand'ın ''Haberi maberi bırak..'' tarzındaki tavrı ise zaten bu haberin ne kadar ciddiyetsiz olduğunu gösteriyor.

- Röportajdaki Türk vatandaşlarını da Allaha havale ediyorum. Yorum yapmak istemiyorum.

Burda yaşayan Türklerin ailelerini ve arkadaşlarını böyle yalan yanlış haberlerle doldurdukları için KANAL D'yi , Birand'ı ve Fulya Soybaş'ı kınıyorum. 

Burda yaşayan Türkler tepkilerini RTÜK'e zaten bildirdiler ama benim içime sinmiyor ve bir de kendi bloğumdan bu saçmalığı herkese yaymak istedim.

Türk basınını sırf haber yapmış olmak için değil, doğru haber yapmak için çalışmaya davet ediyorum. Tokyo'ya kadar sırf yalan haber yapmak için birini göndereceğiniz yere burda yaşayan ve size DOĞRU haberleri verebilecek Türklerle iletişime geçebilseydiniz keşke. Ama nerdeee.. Daha çok yol katetmeniz gerekiyor çook. 
Japon olun biraz Japon...




5 yorum:

  1. yazdiklarina tamamen kelimesi kelimesine katiliyorum.reyting ugruna yalan haber yapip burdaki insanlari da zor duruma dusurduler hep yazik...habercigiz diye dolaniyorlar iste ortalikta:(((

    YanıtlaSil
  2. Ahmak haber bültenlerimize rağmen Japonların bu süreçteki dayanışmasını hayranlıkla izlemekteyim. Bizler elektrik tasarrufu filan şöyle dursun, İstanbul depremi olduğunda enkaz yağmalamak için öteki şehirlerden İstanbul'a akın ediyorduk.

    Bir de bu Fulya Hanım'a ne içirmişler acaba? Diyelim ki gerçekten radyasyon seviyesi o kadar yüksek; saat 9'dan sonra sokağa çıkmayınca veya özel izinle çıkınca veya gaz maskesi takınca radyasyondan etkilenmiyor musun a be Fulya? O izin nasıl bir izinmiş öyle. Bir alıyorsun, radyasyon neyim vız geliyor ahuahauahah...Hiç güleceğim yohudu...

    YanıtlaSil
  3. Fulya Hanım, o haberi yaptıktan sonra güzelce gitmiş Türk Lokantasına yemiş kebabını. Burdaki Türklerden aldık haberlerini. Radyasyon,özel izin, gaz maskeleri vs ama keyfi de yerindeymiş burda anladığım kadarıyla.
    Twitter hesabını da herkese açıkken davet usulü yapmış, gelen tepkileden dolayı. Ayrıca twitter'a :

    "tokyo'da radyoaktıf serpıntıden olunce bana hak verecegıne ınandıgım maydanoz saplarına ıtafen"
    "hic bir bok bilmeyenlerin bir bok biliyormuscasina onune gelene bok atmasina ifrit oluyorum... herbokoloji uzmanlari..." diye yazmış.

    Kendinin seviyesi ortaya çıkyor bu yazdıklarından. Böylelerine haber yaptıran Türk medyasına yazık.

    YanıtlaSil
  4. Biz Japonya hayaliyle yanıp tutuşalım, adamlar Fulya Hanım gibi, gaz maskesiyle radyasyonu atlatırım zanneden insanları bedavadan Japonya'ya gönderip kebap yedirsinler,üstüne bir de para ödesinler. Cem Yılmaz'ın konuyla alakalı bir gösterisi vardı, o geldi aklıma. Fulya Hanıma ithafen yapıştırayım:

    http://www.youtube.com/watch?v=_doPJcQApis

    YanıtlaSil
  5. Çok teşekkürler Griffith :) Şimdi sallandık yine (6.4 artçı, kuzeyde), onun korkusunun üstüne iyi geldi bu video sağolasın :))
    Bu video tam Fulya Hanıma ithafen gerçekten de :)

    YanıtlaSil