TOKYO'DAN KARELER

Bugün bilgisayarımdaki fotoğrafları organize ederken taa geçen kıştan bugüne çok fotoğraf biriktiğini farkettim. Hadi fotoğraflarla küçük bir Tokyo turu yapalım :)

Burası Shinjuku'daki belediye binasının 45. katından Tokyo manzarası. Manzara yerine beton kirliliği, bina yığınları gibi tanımları kullanmak daha doğru belki de. Ama napsınlar küçücük adada o kadar insan yaşarsa binalar da hem sık hem yüksek olur doğal olarak.

Yine aynı yer, başka bir açıdan. Bu belediye binasına Tokyo ziyarete gelen arkadaşlarımızı mutlaka çıkarıyoruz. Hem ücretsiz hem de Tokyo'ya yükseten görebileceğiniz güzel bir yerde. Tokyo'ya geleceklere tavsiye edilir.

Şimdi de gece Shibuya'da çekilmiş bazı fotolar var. Çok kaliteli değiller ama atmosfer hakkında biraz olsun fikir veriyor. Tabi bu fotolar depremden önce. Depremden sonra elektrik tasarrufuna gidildiğinden Tokyo geceleri artık bu kadar ışıl ışıl değil maalesef.




Bu son fotoğrafta solda duran 5 yakışıklı (!) Japonya'nın en meşhur erkek müzik grubu. Gruplarının adı Smap. Japonya'da herkes bunları tanıyor. Ayrı bir başlık altında haklarında bir şeyler yazmaya niyetliyim bir ara :)) (söylemesi ayıptır konserlerine gittim de)

Burası da Smap'in konserine gittiğim stadyum Tokyo Dome. (Müziklerini sevdiğimden değil, beleşe bilet bulduğumdan gittim, yoksa işim olmaz J-popla :)) Tokyo Dome kapalı bir stadyum 55.000 kişi kapasiteli olan bu dev stadyum, bir çok etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Ben Beyzbol maçına, Orkide fuarına ve Smap konserine gittim . Ayrıca birçok yabancı şarkıcı ve grup da  konser veriyor. Michael Jackson burada 21 adet konser vermiş.

Shibuya'ydı galiba burası emin değilim. 

Hehe bu Graffiti favorim.

Demek ki neymiş, Japonya'da da tuvalete nasıl oturacağını bilmeyenler varmış :))

%50 Rock %50 Fuck !!!! Nasıl yani ?? İnternet sitesine girdim, kıyafet ve aksesuar satan bir dükkan burası, daha anlamlı bir tabela olamaz mıydı acaba ?


 Yukarıdaki fotoğraflardaki binanın dış kaplaması ilgimi çektiği için koydum. Elektrik devreleri gibi dizayn etmişler. Ikebukuro'daki bu bina bir otel.

Bu da büyük elektronik market zincirlerinden Bic Camera'nın Ikebukuro şubelerinden biri (sırf Ikebukuro'da benim bildiğim 5 tane var !!)


Yukarıdaki 1. fotoğrafta gördüğünüz mavi boru ve 2. fotoğraftaki (sağdaki) mavi boru, Ikebukuro istasyon girişlerinden birinde bulunuyor. Bunlar boru değil tabi :) Ben teknik adını bilemediğim için öyle yazdım. Neyse bu 'boru'lar her katta bulunuyormuş ve istasyonun üstünde bulunan binayı (yaklaşık 7-8 katlı bir alışveriş merkezi) depreme karşı koruyormuş. Teknik olarak açıklamasını yapamayacağım ama bu binanın depreme dayanıklı olduğunu göstermek için giriş katta bunları sergiliyorlar.


Burada Haziran ayı boyunca yağmur yağıyor. Bu döneme Japoncada Tsuyu deniyor. Nemli ve yağmurlu çok ama çok sıkıcı bir mevsim. Neyse ben bu sene Haziran ortasında Türkiye'ye kaçtım da tsuyudan fazla etkilenmedim.  Yukarıdaki ürün de fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere tsuyuda rahatça giyebileceğiniz su geçirmez ayakkabılar :)

Ne o gülüşünüzden mi memnun değilsiniz, merak etmeyin Japonlar ona da bir çözüm bulmuşlar. Bu ürünü kullanıyorsunuz ve harika bir gülüşe sahip oluyorsunuz :)) 

Erkekler için, biraz daha detay verirsek sakalı çıkmayan erkekler için ya da sakalı çıkan ama işe gittiği için uzatamayan ve haftasonları top sakalıyla dolaşmak isteyen erkekler için çenenize yapıştırarak uygulayabileceğiniz yapay sakal :))

Bu ürün de geçenlerde bir dergide görüp hemen fotoğrafını çektiğim bir oyun sandalyesi. Oyun derken Nintendo gibi oyun konsollarını oynarken oturmanız için yapılmış bir sandalye-koltuk tarzı isimlendiremediğim bir ürün :))

Burası çocuklar için bir kuaför. Bir alışveriş merkezinin içinde. Gördüğünüz gibi arabalı koltuklara oturup önlerindeki ekrandan da çizgi film izleyebiliyorlar. Bence harika bir fikir :)

Burası Mujirushi isimli bir mağaza. Türkiye'de de var bildiğim kadarıyla. Ev eşyaları, kıyafet, kırtasiye ve benzeri ürünler satan, fiyatları oldukça makul bir marka. Bizim evin yakınlarında benim sık sık gittiğim bir Mujirushi mağazasının birinci katından ikinci katına çıkarken duvarda dikkatimi çeken bu dev fotoğraf ilk gördüğümde beni şok etmişti. Dikkatli bakın bakalım neresi burası :))

Japonya'nın ne kadar pahalı bir ülke olduğu malum. Hele iş sebze meyve alışverişine gelince fiyatlar daha da tavan yapıyor. Yukarıdaki fotoğrafı oldukça lüks bir süpermarkette çekmiştim. 
5775 Yen 135 TL civarı. 

Bu şeftaliler de 97 TL civarı. Tabi her yerde bu kadar yüksek değil, burda fotoğrafı olanlar benim şimdiye kadar gördüğüm en yüksek fiyatlı olanları. Benim her gün alışveriş yaptığım markette şeftalinin tanesini 350 Yen'e satıyorlar ( 8 TL yani). Türkiye standartlarına göre pahalı olsa da yukarıdakilere göre uygun.

Bu kavun kardeş de 195 TL'cik :) Şaka gibi !!

Benim favorim ise bu karpuz. Fiyat yine 195 TL'ye denk geliyor. Karpuzun adı da Godzilla Yumurtası :))
Bizim süpermarkette bir tam karpuzu 1.500 Yen yani 34 TL. Ama genelde dilim dilim satılıyor karpuzlar burda maalesef. Meyvelerin neden bu kadar pahalı olduğuna gelince ülkelerinde çok az meyve yetiştiği için özellikle Japonya'da yetişenler yurtdışından gelenlere göre çok daha pahalı.

Sokakta uyuya kalmış bir Japon :) Elektronik marketlere gidip uyusaydın ya amca :)
Japonya'dan uyuyan insan manzaraları için buraya.

Hehehe, son fotomuz da biraz komik olsun bari :) Burada Tokyu Hands diye büyük bir market zinciri var. (Japonya'ya geleceklere burayı ziyaret etmelerini şiddetle tavsiye ediyorum, gitmezseniz çok şey kaçırırsınız benden söylemesi) Ev eşyaları, kırtasiye, oyuncak, güzellik malzemeleri, evcil hayvan aksesuarları, anime karakterlerinin bebekleri, parti eşyaları, kamping malzemeleri, daha burada yazamadığım gerekli gereksiz, ıncık cıncık aklınıza ne gelirse satıyorlar. Bu dükkanda farkında olmadan saatlerinizi harcayabilirsiniz ona göre. Fotoğraftaki muzır havlu da ordan  :)

MR. NOBODY

Mr. Nobody 2 gün önce izlediğim filmin adı. Daha önce hiç duymadığım ve imdb'de fragmanını izleyip vurulduğum ve hemen internetten bulup izlediğim bu film bittikten sonra hayat, olasılıklar, seçimler, aşk hakkında oturup bir düşündürüyor insanı. Yoğun, karmaşık, çarpıcı bir bilim kurgu.  Oyunculuklar, kurgu, müzikler, senaryo hepsi hepsi bence harika. Uzun süredir beni en çok etkileyen film diyebilirm.

Hayatımızda yaptığımız seçimler ve sonuçları,  geçmişe dönüşlerle birden fazla paralel hikayeyi, olasılıkları ve yoğun bir romantizmi görüyoruz bu filmde. İlk başta karmaşık gelse de çok çarpıcı ve yaklaşık 2 buçuk saat sürmesine karşın tekrar izleme isteği uyandıran bir film.

Başroldeki abimiz ne yapsa pek bir yakışan Jared Leto, yine kült bir film seçmiş, ne diyelim takipcisiyiz :)

Filmin yönetmeni ve senaristi Fransız Jaco Van Dormael. Kendisini bu film sayesinde tanıdım. Diğer filmlerini de izleme listeme almış bulunuyorum.

Ben, Mr. Nobody hakkında çok detay yazmak istemiyorum. Zaten istesem de film baştan sona anlatılabilecek bir film değil. Herkesin rahatça izleyebileceği bir film de değil bence, zaten internette araştırınca da beğeneni kadar beğenmeyeninin de bol olduğunu gördüm bu filmin. Ben beğenip şiddetle tavsiye edenlerdenim :)

Karar sizin, merak edenler için fragmanı burada, tıklayın.

IKEBUKURO İSTASYONU

İnternette öylesine dolanırken tesadüfen karşıma çıkan bir sayfada Tokyo'nun en yoğun tren istasyonunun Shinjuku, ikinci yoğun tren istasyonunun da Ikebukuro istasyonu olduğunu gördüm. Aynı zamanda dünya sıralamasında da ilk iki aynı, Shinjuku ve Ikebukuro !!

Neden ilgimi çekti çünkü ben Ikebukuro'ya 15 dakika yürüme mesafesinde oturuyorum ve Ikebukuro'ya çok sık gidiyorum. İstasyonu da sık kullanıyorum doğal olarak. Her zaman kalabalık olduğu doğru ama Tokyo'da tren istasyonları hep kalabalık ve yoğun olduğundan Ikebukuro'nun 2. sırada olacağı aklıma gelmezdi doğrusu. 8 adet tren hattının bulunduğu, istediğiniz yere rahatça ulaşabileceğiniz Ikebukuro istasyonu ile ilgili detaylar burada meraklısına :)

Neyse Tokyo'ya gelmeyi planlayanlarınız varsa zaten tren istasyonları, kalabalık alt geçitler, karmaşık gibi gözüken tren ve metro hatlarından nasibinizi alacaksınız :)





İlk fotoğrafta üstünde Seibu yazan sola doğru devam eden bina alışveriş merkezi, 2. resimde sol üstte yazan Parco da birinci resmin sağ tarafı oluyor. O da başka bir alışveriş merkezi. 3. fotoğrafta ise ilk iki fotoda karşıdan gördüğümüz binaları sağ yanda uzunlamasına görüyoruz. Ne kadar uzun olduğu da anlaşılıyor sanırım.

Bu iki alışveriş merkezi, Seibu ve Parco birbirine içeriden bağlantılı. Ayrıca bu binaların arkasında Tobu isimli başka bir alışveriş merkezi var. Yani birine giriyorsunuz ve farkında olmadan başka birinden dışarı çıkabiliyorsunuz. Ben yaşadım biliyorum :) Bu alışveriş merkezlerinin hepsine tren istasyonlarından girebiliyorsunuz.

Bunlar dışında istasyon içinden giriş çıkışı olmayan yani istasyon dışında benim şimdi aklıma gelen 3 tane daha büyük alışveriş merkezi var Ikebukuro'da. Zaten bu Japonların alışveriş ve tüketim çılgınlığı ayrı bir konu !!!

Neyse, yukarıdaki fotoğraflardaki binaların altı komple istasyon. İkinci fotoda Ikebukuro Station yazısını göremeniz mümkün. Benim fotoğrafı çektiğim yer de dahil olmak üzere yer altı metro,  tren ağları ve başka alışveriş merkezleri ile dolu.

Tabi bu sadece Ikebukuro'ya has bir şey değil genelde Tokyo'daki ve diğer büyük şehirlerdeki istasyonlarda da bu durumu gözlemlemek mümkün.
Tokyo'da şehir yer altında ve üstünde tüm görkemi ve karmaşasıyla sizi içine çekecek emin olabilirsiniz :)

Bu fotoğraf ise Yamanote Line'da bir kış akşamından, saat 23:00 civarı olabilir. Daha kalabalık hallerini de biliyorum ama o zaman elime makineyi alıp fotoğraf çekecek alanım olmuyor maalesef :)