ELVEDA TOKYO


Başlıktan da anlaşılacağı üzere Tokyo'ya elveda deme vakti geldi. 3 yıldır evim olan, Mart 2011'deki büyük depremle hayatımı ''depremden önce ve depremden sonra'' diye ikiye ayırmama neden olan, her şeye rağmen çok iyi arkadaşlar edindiğim, saygılı ve kibar insanlarla dolu, kendimi çok güvende hissettiğim bu kalabalık ama düzenli şehirden ayrılıyoruz.

Bundan sonraki durağımız Tayland'ın başkenti Bangkok. Eşimin tayini dolayısıyla gidiyoruz.  Tayland daha önce 2 kez gittiğim ve de çok keyif aldığım bir ülkeydi ama günün birinde orada yaşayacağım aklımın ucundan geçmezdi açıkcası. Kendi adıma mutluyum, yeni bir şehir, yeni bir ülke, yeni bir kültür, yeni deneyimler beni bekliyor.

Bu ay sonundan itibaren yazılarımı Bangkok'tan yazacağım. Beni sadece Japonya ile ilgili yazdıklarımdan dolayı takip edenler üzülmeyin, eşim Japon olduğundan bu blogda Japonya ile ilgili yazılar her zaman olacaktır. Ek olarak yeni deneyimler ve Bangkok'tan veya Tayland'ın farklı bölgelerinden de gözüme çarpanları sizlerle paylaşacağım.
Japon imparatoru bana iyi yolculuklar diye el sallarken :)
Şaka şaka :) Doğum gününde kendisini kutlamaya gelen halka el sallarken.
(2010 Aralık ayında gitmiştik. Eli havada olan imparator, solundaki bayan eşi,
diğerleri çocukları ve onların eşleri.
İmparator her yıl 23 Aralık olan doğum gününde halkı selamlıyor.
 Bir de yeni yılda aynı selamlama yapılıyor )

EN SON OKUDUĞUM # 9

THE CATCHER IN THE RYE
J. D. Salinger

Bu kitabı tesadüfen 2. el kitapçıda görüp ilk sayfasına bir göz gezdirdikten sonra almıştım. Kitabı daha önce hiç duymamıştım ve eşime gösterdiğimde bu kitabın oldukça meşhur olduğunu söylemişti.

Kitap J. D. Salinger'in yazdığı tek romanmış. Türkçe'de ''Gönülçelen'' ve ''Çavdar Tarlasında Çocuklar'' olarak iki farklı çevirisi bulunuyor. Hangisi tercih edilmeli bilemiyorum okumadan önce biraz araştırmalı bence.

Kitapta 17 yaşındaki kahramanımızın 3 gününü okuyoruz. Sadece ergen bir çocuğun ruh hali değil zaman zaman içinizi sızlatan detaylarında olduğu su gibi akan bir kitaptı benim için.

Bu kitapla ilgili biraz araştırma yapınca karşıma ilginç detaylar çıktı. Birçok filmde, kitapta, şarkıda bu kitaptan bahsedildiğini görünce çok şaşırdım. 
Merak edenlere için detaylar linkte (sadece ingilizce, uzun olduğu için tek tek yazamayacağım kusura bakmayın)

Uzun lafın kısası belki birçoğunuz zaten biliyor veya okumuş olabilir ama ben ''The Catcher in the Rye'' la yeni tanıştım ve ilerleyen yıllarda tekrar okuyacağım kesin.