9.0 şiddetinde bir deprem düşünün. Hayal etmesi zor bir şiddet değil mi? Ayakta durmakta zorlandığınızı söyleyeyim, etraftaki binalar, direkler yere yattı yattı kalktı diyeyim, belki o zaman biraz olsun canlanabilir aklınızda. Ben Tokyo'da tam 9.0 olarak hissetmesem de hissettiğim şiddet artık bazı şeylerin eskisi gibi olmayacağını fazlasıyla belli ediyordu.
Bu sallantıdan sonra ise art arda gelen felaketler zinciri. Depremden kaynaklanan tsunaminin aldığı canlar, evsiz kalan, sevdiklerini kaybeden, hayatta kalmaktan dolayı mutlu olamayan her şeyini kaybeden insanlar ve sonra başlayan nükleer tehlike.
Burda zaten izlediğimiz görüntülerle canımız yeterince sıkılırken, Türk ve yabanci basının her şeyi abartma huyuyla Türkiye'deki ailemizi, dostlarımızı paniğe sürüklemesi de her şeyi daha da zorlaştırıyor.
Aşağıdaki linkte yabancı basında çıkan yanlış haberlere yer verilmiş. (ingilizce)
http://jpquake.wikispaces.com/Journalist+Wall+of+Shame
Yaşanan felaketle ilgili bir iki detay:
1999 Gölcük depreminin 35-40 katı şiddetinde bir depremmiş yaşanan.
En son 1140 yıl önce Japonya'da böyle bir tsunami felaketi yaşanmış.
Depremle birlikte Dünya'nın ekseninde değişme olduğu söyleniyor.
İkinci dünya savaşından sonra Japonya'da yaşanan en büyük felaket olduğu Başbakan Kansan tarafından söylendi.
Hayatlarını kaybedenlerin ve tsunamide kaybolanların sayısı ise her geçen gün hızla artıyor.
Tokyo'da şu an hayat normale dönüyor. En azından insanlar işlerine gidiyorlar. Ara ara kesilen elektrik ve tren seferlerinde olan bazı aksaklıklar dışında Japon halkı tüm soğukkanlılığı ile hayatlarına devam ediyor. Bundan da alınacak önemli dersler var aslında. Japonlar hiç panik yapmadan yaşanan felaketin yaralarını nasıl sarabileceklerine yoğunlaşmış durumdalar.
Burda panik yapanlar sadece yabancılar. Onların da çoğu zaten ülkelerine döndüler ve artık etrafta panik halinde dolaşan insanlar görülmüyor.
Radyasyon sızıntısı devam ediyor ama şu anda Tokyo'yu tehdit eden bir durum yok ve olsaydı Japon hükümeti bunun detaylarını verirdi. Bunu söylemekten utansam da Japon uzmanlarının yaptıkları açıklamalara Türk basınında çıkan açıklamalara göre daha fazla güveniyorum. En azından burda kimse çıkıp da ''için bu çayları bir şey olmaz'' demiyor. Ispanakta ve birkaç sebzede de radyasyon çıkmasının ardından bu sebzeleri yemeyin diye insanları uyarıyorlar ve süpermarketler radyasyon bölgesinde üretilen sebzeleri satmıyorlar.
En azından burdaki yetkililer evdeki tüplerle nükleer santralleri aynı kefeye koymayacak kadar BİLGİLİ.
Olayın ciddiyetinin herkes farkında ve önlemlerini de ona göre alıyorlar.
Biran önce kuzeyde yerle bir olan kentlerdeki halkın yaralarını sarmalarını umuyorum. Tüm Japonya'nın elele verip bu zor günlerin de üstesinden geleceğine inanıyorum.
Son olarak Nükleer Sızıntı ile ilgili olarak çocuklar için hazırlanmış bir video.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder